29 Nisan 2010 Perşembe

Gözlerimde Nefret Var



Üşüyor göz kapaklarına sarıldıkça

İflas ediyorum her saat başı vuruldukça gözlerine.
Kara bulutlar ne zaman gider
kulaklarım çığlıklar hakimi
Gözlerimde umutlar var,
Açtım yine en son takvimi.
Umut sus...
Kim duyar ki çığlık sesini.
Yada kus...
Duysun alem nefretini.
Denedim her yolu baştan yürümeyi
Katran dolu ayaklarım sil geçmişi
Müptela bu gözler her belaya
Bu ne ilk ne de son hüzünlenişim
Uyan...Uyan..Dayan...
Acı boyalı bir yağmur iklimi

Götürdüler benden herşeyimi
Alabora olmuş gemiler gibi
Nefes almak yakıyor ciğerlerimi.
Bi de bana sor ne haldeyim yine yağmur yağıyor yanaklarıma
Kar düşmeden ak doluyor veryansın
Kahverengi bildiğin saçlarıma.

Bir çığlık atsam duyulur mu?

Canımı yakan yalnızlığa...
Bende üzüldüm aslında
Baktığım yer kapkara.

Sesim çığlık yine sağnak yağmur yağmakta

Saçıma kader elleriyle aktan boya çalmakta
Bıktım bende ellerimle kağıt uçak yapmaktan
Korkar oldum günden güne doğru yoldan sapmaktan.
Hadi bak
Gözlerimde nefret var
Ve bıktığım artık insanlara gerçekleri anlatmak.
Yada satmak,ellerimde olan herşeyi
Hepsini,canımı sıkan herşeyi.
Farklı diyarlar kuşatmak,insanlardan kaçmak
Lakin kaçmak fayda etse bir gün ecel korku saçmaz
Huzrun ellerinde bir gül,kapımı öyle çalsa bir gün
Belki gözlerim dolardı sabrım böyle taşmaz

Kaç...
Korktuğun kovalar hep seni
Sağ çıkar içinden kabuk tutmuş nefsini
Yırt bir an ne varsa çektiğin son resmini
Mavi gömlegin de dahil pantolon ve hepsini
Yada sus...
şşştt ...Hiç bir şey söyleme...

19 Nisan 2010 Pazartesi

Kargaşa da yürek

Zıtlar kaçtı zıtlardan nasıl ki kaçar ceylan aslandan dayanamaz kaçar

çığ dağlardan ne kadar anlar insan haklardan?Çukura düştün
havaya bakmaktan ödelek oldun ödünü kopartmaktan öldüremezsin
ölümü ne kadar uğraşsan da sen bir hiçsin!Düşünmekten kork kör gibi
titreye titreye adım at kaza gelince feza darlaşır,tedbirsizlik gerçekten de
pişmanlık verir.Sen hem her şeysin hem ne musibetsin
Cebrail gibisin bazen seçemedin hala acaba hangisi sensin.Biraz alsan kaile
ne zaman bitecek söyle bu ölü kaylule evet o adam benim kalbi param parça
kalbimi alıp gidiyorum hadi bana güle güle yorgunum yoruldum gide
gele güme varmaya gidiyorum yarımdan tüme
bulunur Ebu Cehil her bir Ahmede.Ahh!Ama acı yine mi?hay hay
o da tanrı misafiri tay tay öğretir sana yürümeyi vah vah dersin sırıtır kalır
dişlerin yüzünde yanınca suratın boğulurken istersin herkes ipinle
kuyulara insin.Hem suçlusun hem yalancı!
Hem haksızsın hem ısrarcısın sen ne kancıksın sükse yapar kendisi dünyalıktır emeli

utanmasa diktirir heykelini pes dersin sonra alışır ona nefsin şimdi canıma mı deysin?
Hayda dünya pay sonrası payda Umut al bunu böyle kayda ibret sana uzayda ayda
bilende fayda akibet hayra var bir geri dönüş hep müstesna gelirse can boğaza
kesilir candan her bir aza kapanır kapılar bir bir surata.yok ihtiyacım görmeye keramet
döne döne yandım oldum avare kim sana olmaz ki deli divane hikayem oldu şem ile
pervane hadi bir garet et kalk bir zahmet et gel bir yardım et bu mudur asalet?
Hadi itiraf et durma devam et eh be mübarek sen yalancısın!Olmaz bir bir daha
bu böyle olmaz kim gider de gönlüm kalmaz şu kefenleri kalbim almaz istesem
olmaz kaderde yazmaz var dedi nefesin kıymetli bize bakar hep heybetli
gönlüm yine sana meyletti densin arkamdan rahmetli.Ama kargaşada kaldı hep bu yürek paramparça bıraktın sen hep beni.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Haykırış

Ben şu gönlümün demir sürgülü bu kapılarına vurdum kilidi

kimisi der ki bana unut ihaneti,hayat tanrının bize emaneti
kimi sefaleti sanır yoksulluk,kimisi de parada arıyor mutluluk
ama bir cüzdan arasındaysa namus o zaman yağsın benim üzerime yokluk
ben benimle çıktım yola,geride yaşanan onca hatıra
üstümde yakası yırtılmış kirli bir gömlek bana sen kokar hala
beni hayata bağla,bu defa kıldan ince iple değil halatla
silik bir resimden ibaretse geçmiş lanet ederim ben bu hayata
sokakta geçmişti hayatım,çocuktum ve hep öyle kaldım
dünyayı bize bir coğrafya dersiyle tanıtan öğretmenler utansın
kutuptan basık,ekvatordan şişik koskocaman bir yalansın
senden ala şerefsiz yok bu dünyada dünya,sen kazandın
kendine aynada aşık olanlardır katledip aşkı çalanlar
bir zamanlar senin ve benim gibi gençtiler bütün bu yaşlananlar
benimse yüzüm değil gönlüm kırıştı istemezken olmak ihtiyar
unutma ki bu dünyada her güzel şeyin elbette bir mutlak sonu var
bizler aynı ağacın dalıyız,farklı olan sadece meyveler
kimi sevgiyle sürer bu tarlayı,kimisi nifak tohumları eker
azla yetinmeyi bilmez insanoğlu,çoğu bulunca heba eder
güneşin olmadığı yerde gölgenin hissi kelamı bin altın eder                                                                  

Gel,beni kendine hapset görmesin kimseler gözlerini
Bu sel,benim üstümden değil gönlümden dert olur geçer
Bendeniz bir kiracı dünyada,mutluluksa ancak rüyada
uyanmam gerek çünkü bu dünyadan bir başka yokmus hiçbir dünya
Karın altında baharı beklemekse hayat, benim ellerim titrer
Ne kadar soğuk olursa olsun elin, güneşi çalmak emek ister
Hangi dosta verdiysem ev,her kapı çalışımda evde değiller
Hayat o kadar ciddiye alınacak birşey değilmiş salla boşver
Benim yazılarımı anlaman için yaşaman gerek,yaşatman değil
görmen gerekli bakman değil,bana varoş gerek burjuvazi değil
benim bu dert kokan yazılarımı yaşamak için oku,okumak için değil
duymak için bazen kalbiyle dinler insanoğlu kulak değil
beni biraz benimle yalnız bırak,dünya yolunda ölüm son durak
elveda sözüne alışkın kulak,ben her ağladığımda ıslanır yanak
gözlerimse dünden kalma sonbahar yağmurları kadar sağnak
ömrüm boyunca bahar olur diye dua ettim,kışı verdi Allah
olsun buna da şükür,demekle geçti ömür fakat usandı gönül
içim kömür dışım alev gülüm,dikeni topla çünkü yarın solar gülün
kime bu kinin acaba niye bu zulüm,ne parası ne de bir pulunda yok ki gözüm
bir gidene bir de ölüme çare yokmuş cok sonradan ögrendım üzgünüm
bugün hayatımı salondaki tozlu fotograf albumunden izledim
o günlerde cok mutluymuşuz,uzunmuş eskiden saçım benim
yüzümde hiç kirlenmemiş tebessümle bakardı çoçuksu gözlerim
bense bir fotograf makinasında bıraktığım çocukluğumu özledim
gözlerin bir yağmur damlası gibi düşerken delice üstüme
ben gönlümün brandalarını kaldırdım bile seninle ıslanırım diye
ama olmadı,hiç olmadı,sen kandın güneşin o parlak rengine
bense bana bıraktıgın yagmurların altında boguldum gizlice