17 Aralık 2009 Perşembe

22 arifesi


Halim yalın
Son sireni benim için çalın
Resmini çekmelisin her anın
Kanıtı olmalı her feryadın
Beni buradan alın
Canım sıkkın
Yârimi alıp yar ın ucuna bırakın yarın
Kalbim yarım
Ben raptim
Çok mantık teptim
Hiç değil heptim
Koyu karamsar renktim
Velhasıl çiftesinde pektim
Binlercesine karşı yektim
İçimdeki sultanın yüzünü görmek ister gözlerim
Crazy Hope '88 çıkışlı
21 senelik görüşlerim karamsar bakışlı
Hayat yokuşu inişli çıkışlı
Akıttığım ter karşılığı hakettim alkışı
Senden önce yağdı saçlarıma cennet kışı
Rab'la arana giren şifreyi çöz
Emeklerimin üzerine hasım salar göz
Dinamiti söz
Piramitin gölgesindeki sihri çöz
Soyadımın ilk iki harfi kişiliğim kadar öz

16 Aralık 2009 Çarşamba

Kâbus


Her gece kâbuslar görmeye başladım yine gözlerimin kapattığımda üstüme bir ağırlık çöküyor bu akrep vadisinde nekadar da kurtulmaya çalışsam da bırakmıyacak peşimi kendisi söylüyor rüyalarımda bunu ama bir kulaç tek bir kulaç son hamle kurtaracak beni burdan sadık devem gubar-ı gam la kurtulacağız burdan bir savaş içerisinde her gün tepemizden mermiler yağıyor sanki ateşten mermiler demir yumruklar geçiyor etrafımızdan burda o kadar arbedeler için de burda yaşamak nasıl bir şey anlamaya çalışma aklımı kaçırmama neden oluyor ve deliriyor gibi oluyorum.Sabah oluyor ve bir kâbustan da şans eseri kurtuluyorum ve geçici bir kurtuluş bu biliyorum bunu bilmekle her zaman korku içindeyim ve ürkek adımlarla lavaboya giriyorum yüzümü yıkıyorum ayılmaya çalışıyorum aynaya bakıyorum aynada yüzümün aks edişi beni rahatsız ediyor ürkütücü bakışlar seziyorum aynadaki yüzümde buğulu aynada kendime dokunuyorum ve aynadan çıkarak kaçıyor kendim benden aynadaki ben benden kaçıyor ve çöküyor bedenim yere gözlerimin ferri kaçmış ruhum kaybolmuş ve tamamen savunmasız kalmışım savunmasızlığın nekadar kötü olduğunu farkediyorum akrep vadisinde öldürücü iğneleri tamamen fırsat buluyor günlerdir bana doğrultmuş bu iğneler şimdi bedenime saplanacak duvara yaslanıyorum ve içime siniyorum bu savunmasızlığın bitmesi için dua etmeye başlıyorum ama burda tamamen yalnız olduğumun farkına varıyorum çünkü yalnızım ve kalkıyorum bir bıçak alıyorum elime ve burdan tek kurtuluşun ölüm olduğunu anlıyorum gözlerimi kapıyorum ve tek bir darbe çalınmış kalbime saplıyorum ve tek kurtuluş yeri oraya bilinmeyen yere tek bilinmeyen yere yollanıyorum...Bir kâbustan daha uyanıyorum ne kötü bir kâbus değilmi savunmasızlık bu akrep vadisinde kâbuslar beni terketmiyecek bunun farkındayım onlarla savaşmayı öğrenmem gerek bunun farkına varmalıyım bir önce...Silahlarımı bana geri verin...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Ruyadaki Huzur


Sürünerek giriyor cehennem penceremden hiç ses çıkarmadan odama dalıyor, şapkasını çıkarıp karşımdaki kanepeye yerleşiyor gülüyorum, sonra çalışma masamdan aşağı yuvarlanıyor yere çarpmak üzereyken yakalıyor ve biramı üzerime döküp "lanet olsun" diye söyleniyorum başımı kaldırdığımda , yok gitmiş lanet olası sana bakmaya mı, dostum?....(o hepimizi tanır).
Hayatım çekilmez olduğu doğruydu.İnsanların çoğuna öyle değilmiş gibi yapmayı öğretmişlerdi.Arada sırada kendini öldürüyor ya da delirip kapatılıyor. Ama diğerleri herşey yolundaymış gibi yaşamına devam ediyor.
Ve insanların hakkımda ne düşündüğünü önemseyerek hayatıma devam etmeye başlıyorum ağlayışlarımı gülüşlerimin ardına saklayarak ve inadına her gece uykularımın arasından sızarak penceremden sürünerek karşımdaki kanepeye oturan ve beynimin derinlerini yakarcasına bana bakan cehenneme, bize kötülerin iyi birşey yapmışları gibi davranışlarını iyi olarak beynimize sokmaya çalışanlara inadında yaşamaya devam ediyorum gün gelecek ki bunlardan kurtulacam onlar ne kadar beni mahfetmeye çalışsalarda ben inadına bu çakıllı yolda çıplak ayaklarımla direneceğim kasırga ortasındaki bir kayadan inadına çıkmış ve tutunmuş bir nârin diken gibi ama ben buna dayanırımda yaşlı kalbim nekadar dayanır bilmiyorum.İşte onların bildikleri zâfımda bu ya işte bu korkutuyor beni ama ben yokluklar içinde varlık çekiyorum hayat şişesini üç dikişte tepeme dikiyor ve depozitosunu tanrıma ödüyorum ve 10 yıl daha yaşamıma devam ediyorum akrep vadisindeki savaşta dilime tüm cephaneleri dolduruyor ve mermilerimi parmaklarımın namlusuna sürüyorum ve tek vuruş sadece nokta vuruşla tek dişi kalmış bu menediyet düşmanlarını, akrep vadisini yok ediyorum.Bu savaştan sadık devem ve ben, tek canlı olarak çıkıyoruz ve akrep vadisi diye birşey kalmıyor kanepemdeki cehennem yenilgisini kabullenemeyerek ama mecburen gidiyor acı çekerek ve bir daha geri dönmemecesine artık akrep vadisi bir rüyalar vadisi oluyor.
Bir rüzgâr esiyor kapımın arasından bir feryad atarcasına ince sesiyle odamı inletiyor sabahın ilk loş ışıklarında uyanıyorum bu güzel ruyadan cehennemi yenmişim gözlerimden iki damla yaş düşüyor yanaklarımdan aşağıya gözyaşlarımda ağlayarak diyorum neden hep bunlar ruya neden bunları çekmek zorundayım bu akrep vadisinde akrebin tehlikeli iğnesi ve beni her saniyede inciten sözlerini ama elimden birşey gelmiyor sadece ruyalarımda tesselli bulucağımı bilerek yeniden yatıyorum ama kaçarcasına...

8 Aralık 2009 Salı

Bir Bunalım'dan Demetler


Hergün de akşamdan,sabhtan,geceden korkmaya başladım, günler geçtikçe korkum daha artıyor burdan kurtulamıyacağımı sanıyorum ve kabullenmeye çalısıyorum nekadar kabullenmeye çalıştıkca içimi biraz daha korku sarıyor beynim sanki benden nefret ediyor onu teselli etmeye çalışıyorum ama nekadar teselli edersem benden daha fazla nefret ediyor ve intikam alıyor sanki ve bir ağrı veriyor bedenime bunalımın derinliklerine itiyor beni.Sabah oluyor güneş doğuyor çıkıyor ininden yavaş yavaş ve taze belalarını hazırlıyor yeni güne ve korkmaya başlıyorum gine başıma ne gelecek diye bu gün evimden çıkmak istemiyorum ama evimden çıkmasam yalnız kalınca kendimle hesaplaşınca kendime hesap veremiyorum neden böyle bir yerdeyim diye neden bunlar benim başıma geliyor diyorum ve cevap veremiyorum kendime cevap veremedikçe beynim benden daha bir nefret ediyor ve ağrılarımın derinine itiyor beni ve orda yaşam ve ölüm arasında şiddetli bir şekilde kavga veriyorum kendimle,gece oluyor ve güneş örtüsünü örtüyor yeryüzünün üstüne ve örtüsünün altına şerrlerini serpiyor karanlığın şerrinden korkuyorum bu sefer gerçeklerimle karşılaşıyorum kendimin gerçekleriyle bir psikolojik savaş veriyor bana kendim ve kendimi yenememenin verdiği duyguyla batıyor savaş gemilerim ölmek istiyorum ama ölmek tamamen bu yenilgiyi kabul etmektir ardından kurtarıcım geliyor kalbim kalbimin askerleri kurtarıyor beni ve kalbimin beynime verdiği hesaplar gözlerime kara bulutlar yönlendiriyor kara bulutlar dan akan sular beni temizliyor arınıyorum günahlarımdan kendimle barış imzalıyorum ama yıllar beni gine günaha sokuyor tanrım gel beni filtre et yıllar beni günaha soktu ama benim suçum değil bu maske takmış insanların suçu diyor kalbim, kalbim yaşlanıyor dayanamıyor dünyanın kahrına vesveselerine bir ayağım çukura düşüyor ve kalbim hafiften zikire giriyor ummadığım taşlar başımı yarmaya devam ediyor, bu akrep vadisinde yaşamak çok zor be çocuk, sözleri incitiyor yaşlı kalbimi kurtulmak mümkün bilsem teselli edeceğim kendimi ama burda bilinmezliklerin verdiği işgal yakıyor bedenimi etrafımı ateş çemberi kaplıyor hiç biryere kaçamıyorum intihar edecekken tam yukardan biri çekiyor ruhumu etraf bembeyaz gözlerimde biriktirdiğim göz yaşlarından içiyorum ve hayat savaşıma devam ediyorum hiç bitmeyecek bu savaşa...

3 Aralık 2009 Perşembe

Aklımı Kaçırmak Üzereyim


Küçük bir çocuktum büyümeyi düşünmezdim hayat yavaş yavaş huzurumla uğraşırken büyümüşüm farkında olmadan ve kocaman bir adam olmuşum sonra binlerce tanıdık yüzlerce arkadaş ve onlarca dostum olmuş ama nedense onlardan öğrenmişim düşman kelimesinin anlamını,sordum üstadıma beyaz sakkalı beynime neden hayat böyle?. Dedi üstad, onların hayatı toz pembe düşünmezler dedi değerin değerini.
Yıllar geçti yollar geçti hayat beni bir zebani tarlasına attı yaşam kavgası geçirecekmişim orda bir yabani melek olacakmışım sanki koskoca siyah deryanın içinde kendimi tek bir minicik beyaz nokta gibi gördüm herkesin yüzünde maske vardı düşümde bile kendimi göremiyordum tanıyamıyordum kendimi gülücükler sahyetdi sohbetlerin içinde gece olurdu yorganımın altında ağlardım neden bu insanlar böyle diye.Oturdum düşündüm biraz ama sanki çözmek paranoyak bir denklem gibiydi tam çözüme geliyorum aklıma bir çözümleme geliyor ve kocaman kaya gibi oturuyordu beynimin derinliklerine kaldıramıyorum ve oturuyordum bir sigara yakıyordum nefesi bittikçe sigaramın yenisini yakıyordum can veriyordum sigarama ve tam cesaretimi toplarken karşıma bir hayalet çıkıyor korkuyor cesaretim, geri içine siniyordu aklımı kaçırmak üzereydim heryerde maskesini takmış insanlar, bilinmezlikler vardı.
Gözlerimi semâya kaldırdım ve dua etmeye başladım dedim tanrıma yaşama hakkımı sonuna dek kullanmalımıyım diye sonra duvarlara baktıkca üzerime gelmeye başladı sonra oturdum silahıma tek bir mermi koydum düşündüm neden bu insanlar bukadar kör diye sonra tetiğe basarken bir ses geldi "acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız " dedi gittim aynaya baktım ama buğulu yüzümü göremez oldum ama yılların çizdiği çizgiler yüzüme derin çizgiler atmış benden habersiz çalmış yıllarımı yalnızlığın içine itmiş yalnızlık ömrüm boyunca tanımadığım bir yabancıydı ama şimdi onunla beraber yürüyorum ömrümün kalemini şimdi beraber tutuyoruz ama şimdi yalnızlığım da beni bırakırsa ne yaparım diye düşünüyorum herhalde kemiklerim üzüntüden çürür diye düşünüyorum yalnızlığımın dostu olan sigaramı yakıyorum ve yaramaz bir çocuk gibi olan dumanı geziyor etrafta ve el sallayarak veda ediyor kayboluyor havada gözlerim arıyor dumanı donuk bakışlarla sonra sinirlerim geriliyor ve yumruklarımı sıkarak tırnaklarımı kırıyorum.
Bir sigara daha yakıyorum sakinleşiyorum biraz camdan bakıp ufuk çizgisine bakıyorum orda bir tepe var sanki orayı aşınca bir şenlik varmış gibi geliyor kurtulcaksın diyor içimdeki ses. Çıkıyorum tepeyi aşıyorum ama orda binlerce insan var ve tek yüz var herkesde, ümidim felan kalmıyor artık karikatür komedya koyuyorum oranın ismini ve drama yollarıma düşerek tanrıma havale ediyorum çünkü neyin beni beklediğini bilmiyorum artık analiz ediyorum hayatı bu günün yarından çıkarı ne olduğunu anlayamıyorum...