3 Aralık 2009 Perşembe

Aklımı Kaçırmak Üzereyim


Küçük bir çocuktum büyümeyi düşünmezdim hayat yavaş yavaş huzurumla uğraşırken büyümüşüm farkında olmadan ve kocaman bir adam olmuşum sonra binlerce tanıdık yüzlerce arkadaş ve onlarca dostum olmuş ama nedense onlardan öğrenmişim düşman kelimesinin anlamını,sordum üstadıma beyaz sakkalı beynime neden hayat böyle?. Dedi üstad, onların hayatı toz pembe düşünmezler dedi değerin değerini.
Yıllar geçti yollar geçti hayat beni bir zebani tarlasına attı yaşam kavgası geçirecekmişim orda bir yabani melek olacakmışım sanki koskoca siyah deryanın içinde kendimi tek bir minicik beyaz nokta gibi gördüm herkesin yüzünde maske vardı düşümde bile kendimi göremiyordum tanıyamıyordum kendimi gülücükler sahyetdi sohbetlerin içinde gece olurdu yorganımın altında ağlardım neden bu insanlar böyle diye.Oturdum düşündüm biraz ama sanki çözmek paranoyak bir denklem gibiydi tam çözüme geliyorum aklıma bir çözümleme geliyor ve kocaman kaya gibi oturuyordu beynimin derinliklerine kaldıramıyorum ve oturuyordum bir sigara yakıyordum nefesi bittikçe sigaramın yenisini yakıyordum can veriyordum sigarama ve tam cesaretimi toplarken karşıma bir hayalet çıkıyor korkuyor cesaretim, geri içine siniyordu aklımı kaçırmak üzereydim heryerde maskesini takmış insanlar, bilinmezlikler vardı.
Gözlerimi semâya kaldırdım ve dua etmeye başladım dedim tanrıma yaşama hakkımı sonuna dek kullanmalımıyım diye sonra duvarlara baktıkca üzerime gelmeye başladı sonra oturdum silahıma tek bir mermi koydum düşündüm neden bu insanlar bukadar kör diye sonra tetiğe basarken bir ses geldi "acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımız " dedi gittim aynaya baktım ama buğulu yüzümü göremez oldum ama yılların çizdiği çizgiler yüzüme derin çizgiler atmış benden habersiz çalmış yıllarımı yalnızlığın içine itmiş yalnızlık ömrüm boyunca tanımadığım bir yabancıydı ama şimdi onunla beraber yürüyorum ömrümün kalemini şimdi beraber tutuyoruz ama şimdi yalnızlığım da beni bırakırsa ne yaparım diye düşünüyorum herhalde kemiklerim üzüntüden çürür diye düşünüyorum yalnızlığımın dostu olan sigaramı yakıyorum ve yaramaz bir çocuk gibi olan dumanı geziyor etrafta ve el sallayarak veda ediyor kayboluyor havada gözlerim arıyor dumanı donuk bakışlarla sonra sinirlerim geriliyor ve yumruklarımı sıkarak tırnaklarımı kırıyorum.
Bir sigara daha yakıyorum sakinleşiyorum biraz camdan bakıp ufuk çizgisine bakıyorum orda bir tepe var sanki orayı aşınca bir şenlik varmış gibi geliyor kurtulcaksın diyor içimdeki ses. Çıkıyorum tepeyi aşıyorum ama orda binlerce insan var ve tek yüz var herkesde, ümidim felan kalmıyor artık karikatür komedya koyuyorum oranın ismini ve drama yollarıma düşerek tanrıma havale ediyorum çünkü neyin beni beklediğini bilmiyorum artık analiz ediyorum hayatı bu günün yarından çıkarı ne olduğunu anlayamıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder